ERKAN TEMİZ BEY’İN TELEFONU
Sevgili okurlar. Bilhassa, 29 Mart yerel seçimleri dolayısıyla sergilenen yarışın hızlandığı, siyâsetin kızıştığı, polemiklerin, mesnetsiz yakıştırmaların, uyduruk fısıltıların, hattâ iftirâların kol gezdiği; caddelerin, sokakların, dükkânların, mağazaların, evlerin-barkların, ekranların parkların; her yerlerin toz-duman içerisinde kaldığı şu boz-bulanık günlerde soğukkanlı olabilmenin, ehl-i vakar kalabilmenin ve akl-ı selîm üzere hareket edebilmenin önemi büyük. Şu dönemler, özellikle siyâset yoğun yaşayanlar için hassas dönemlerdir. Mâlumunuz, sabırda önemli olan, olayın en duyarlı noktası, şimdiki tâbirle şok hâlinin yaşandığı nâzik zamanlarda kendine hâkim olabilmektir. Şu sıralar, bu anlamda kritik son haftanın eşiğindeyiz.
SEL GİDER KUM KALIR
Evet, ne demişler; “Sel gider kum kalır.” Öyle olmasına öyle de, peki, seçim gidince ne kalır? Elbette ki geçim kalır! Onun için birbirimizi dinleyelim. İyi geçinelim. Hazır geçimimizi, gelip geçici seçim dalgaları için bozmayalım. Ne de olsa hepimiz hep buradayız. Ömrümüz olduğu sürece yüz yüze bakacağız. Her hâlükârda geçinip gitmeyi becerebilelim. İslâmlığın da, insanlığın da gereği budur.
Gelelim başlık yaptığımız, Saâdet Partisi Ordu İl Başkanı arkadaşımız Sn. Erkan TEMİZ Bey’in gönlünün derinliklerinden gelen, samîmî, hâlis ve de soyadı gibi tertemiz duygularını dillendirdiği telefon konusuna! Geçen akşam, saatin 21.00’i geçtiği sıralardı. O sırada Ordu’ya dönüş yolundaydım. Bildiğiniz gibi, cep telefonu kullanmanın serbest olduğu firmalar var. Bu defâki bindiğim otobüs de öyle denk gelmişti.
Şunun bilinmesini isterim ki, her şeyden önce Sn. Başkanımızın aramasından dolayı memnun oldum. Bir gazete ve yazar olarak aranmak, en azından; okunmanın, etkinin ve de ilginin ifâdesi. Kendisine teşekkür ediyorum. Telefondaki mesele, Sn. Prof. Dr. Nûman KURTULMUŞ Bey’in Ordumuzu teşrifleri dolayısıyla kaleme aldığım AKPARTİ’NİN SAÂDETİ başlıklı yazıydı.
Erkan Bey arkadaşımız, özellikle bir paragrafa takılmış, o kısmı bana aynen okudu. Gerek oradaki ifâdelerimizden gerekse gazetenin, kendisince SP’yle ilgili haberlere sükût geçtiğine inandığı tavrından dolayı sitemlerini ilettiler. Bilmiyorum, 18 paragraflık yazının hepsini okudu mu kendileri? Yoksa sâdece, işâret edilen kısmı mı değerlendirdi? Yazının bütünü okunduğunda hiç de böyle ta’rîzi gerektirecek bir durumun olmadığını, en azından siyasal olgunluğun hazım kapasitesini zorlayan ifâdelerin bulunmadığını düşünüyorum.
SİYÂSETİN SOLUĞU
Siyâset çok sabır ve tahammül isteyen, geniş soluklu olmayı, daralmadan koşabilmeyi gerektiren çok zorlu bir yolculuktur. Orada biz de, bir yazar olarak, düşüncelerimizi dengeli bir şekilde ifâde etmeye çalışmaktan başka bir şey yapmadık.
Kefeleri bir tarafa ağdırmamaya gayret ettik; o kadar. Ordu’daki dengeleri göz önünde bulundurarak AKPARTİ, SAÂDET ya da şu parti, bu parti demeden, hepimizin, tüm Orduluların hayrına olabileceğini düşündüğümüz görüşlerimizi serdettik. Netîcede biz tüm topluma hitap ediyoruz. Eğer yazının bütünü iyi okunup değerlendirilecek olursa orada toplumun saâdet özlemine vurgunun var olduğu da görülür.
Sâdece Saâdet Partisi penceresinden bakılacak olsa bile şöyle denilebilir aslında: Saâdete giderken, eğer felâketse, bâzen felâketi de göze alabilmek gerekir. Risksiz kazanç olmaz. Bizim sözlerimize bu perspektiften bakılarak hayra yorulmaya çalışılırsa birbirimizi de yormamış oluruz. Hem, birbirimizi de yormayalım. Çünkü, bu ülke büyük. Dolayısıyla bâdireleri de. O zaman, büyük düşünmek, hazırlıklı, hazımlı ve tahammüllü olmak zorundayız.
Aslında o gün miting dolayısıyla yoğun bir gün geçirdi Sn. Başkan muhakkak. Bunun üzerine o yazı biraz iyi gelmemiş olabilir kendisine. Çok da haksız değiller hani! Çünkü bizi arayan başkaları da oldu ve aynı noktalar üzerinden yorum yaptılar. Ancak, yazıyı yaklaşan seçim öncesi yerinde yapılmış aydınlatıcı bir tahlil olarak değerlendirdiler. Meselâ, bir arkadaş;
- Bu günkü yazından dolayı aradım. Güzel yazmışsın. Hem, MTTB lâfzını görünce duygulandım. AkParti ve Saâdetle ilgili yerinde tesbitlerde bulunmuşsun. Fakat tercihini de yozlaşmadan yana yapmışsın! dedi gülerek.
- Çelişki mi yâni?
- Hayır! Çok isâbetli ve oturaklı bir yazı olmuş. Hem uyarı var, hem yol göstermişsin. Kısaca herkese, söylenmesi gerekeni söylemişsin. Güzel bir tahlil olmuş. Herkes payını alsın! Tebrik ederim.
NE ŞİŞ YANSIN NE KEBAP!
Bir değerlendirme de internet kanalıyla çok uzaklardan geldi. Web sitemize bakabilenler görmüşlerdir. Akkuş’ta görev yaparken tanıştığımız, 20 yıldır irtibatımız devâm eden ve internet kavşağında yeni buluştuğumuz Sn. Selâmi KURNAZ arkadaşımızın, yukarda adı geçen köşe yazımızın altına düşürülen yorumu şöyle:
yazı, yazı gibi olmuş Bu internet işte böyle bir şey.Nerden bilirdik Ordu Hayat gazetesini.Duyduk böyle bir gazete varmış.Bir dost (N.Kahraman) yazı yazıyormuş.Okuduk birkaç yazısını ,açar olduk her gün sayfasını.Kardeşim zaten zar zor takip ediyoruz ulusal basını.Şimdi birde bunu.Zaman bana yetmiyor(yanlış anlaşılmasın ZAMAN GAZETESİ değil) yani 24 saat.Nuri Bey biraz didaktik yazıyor gibi son yazısı iyi bir tahlil.Ne şiş yansın ne kebap. Ama üslûp güzel. Bir misafir böyle karşılanır.
Olumsuz çağrışımları olsa da, arkadaşımızın belirttiği gibi, (ne şiş yansın ne kebap!) kabîlinden, söylenmesi gerektiğine inandığımız şeyleri, yurdumuz-yöremiz, ahlâkımız-töremiz adına hayırlı olacağını düşündüğümüz görüşlerimizi, herkese hitâp ettiğimiz bilinciyle burada paylaşmaya çalışıyoruz.
İnşâllâh, seçimden sonra da, daha açık bir şekilde doğru bildiklerimizi yazmaya devam edeceğiz. Hem de özellikle yazacağız. Bunu bir kardeşlik görevi olarak değerlendiriyoruz. Bunu söylerken, uyarılar da bizim için her zaman muhteremdir ve kayda değerdir; bunun da bilinmesini istiyoruz. Hepimizin gâyesi faydalı olmak ve işin içerisinde iyi niyet olduktan sonra problemin olmayacağını düşünüyoruz.
Câmide, cumâda hep birlikte omuz omuza aynı Rabbin huzûrunda namaza durduğumuz, aynı bayrağın altında hürriyet havasını soluduğumuz aziz vatanımızda bu seçim döneminin de hem madden hem de mânen kazâsız-belâsız geçmesi, geriye kırıklık, küskünlük ve sevimsiz hâtıraların kalmaması en büyük dileğimiz.
Bu seçimin de her yönüyle, Ordumuz ve yurdumuz için hayırlara vesîle olması dileğiyle, okurlarımıza ve tüm kardeşlere selâm, sevgi ve saygılar sunuyoruz ves’selâm…